Metroda herkes parfüm kokuyordu. Sanki eğlence garantili partiler, çılgınca dans edilecek barlar ve kulüpler onları bekliyordu. Benimse sabah altıda girmem gereken bir direksiyon sınavım ve saat 11'e yetişmesi gereken bir yazım (?) vardı.
Böyle söyleyince köşesini yetiştirmeye çalışan ve New York'un o tatlı kozmopolit havasından bir yandan yakınıp bir yandan da bu havayı obsesif derecede seven bir Carrie Bradshaw havası esse de gerçek böyle değildi. Direksiyon sınavım Sütlüce'deydi, arabayı istop ettirme ihtimalim oldukça yüksekti ve hayat apolitik olunamayacak kadar gerçekti.
Metrodan eve yürürken - ya son metroydu ya sondan bir önceki bu ayrıntı önemli - ister istemez belirtili nesnesi olduğum cümleleri duymazlıktan gelmeyi bildim. Bir kadının koynunda uyumaya hasret ve bu kadar masum bir isteği bu kadar primitif düzeyde ifade etmeyi seçen çoğunluğu düşündüm. (Az düşündüm çok değil.) Empati kurmakla kontrolsüz şiddet uygulamak (hayal bu ya) arası aşina hisler içindeyken eve vardım.
Bu benim ilk yazımdı, konusu ne olmalıydı; ciddi ve mesafeli mi yoksa samimi ve lakayt mı? Bir kadın arkadaşımın arabasıyla yaptığım bir kaç dur-kalk egzersizi işe yararsa yarın sabahı sorunsuz atlatacaktım; peki kadınlar gerçekten kötü mü araba kullanıyordu? Araba kullanmak için gerekli olan soğukkanlılıktan bihaber miydik?
Bu cümleleri bir kadından duymak beni neden bu kadar incitiyordu? Duyduğum "Tamam kadınlar erkeklerle eşit olmadığı için böyle, o zaman yabancı ülkelerdeki kadınlara ne demeli onlar da mı hayata geç atıldı yani, onlara da mı şans verilmedi", " bugün isteyen her kadın erkeklerle aynı özgürlüklere sahip" gibi önermeler boğazımı düğümlemekteydi.
Evet öyle çünkü kadının araba kullandığı erkek egemen olmayan bir coğrafya yok, varsa da ben bilmiyorum gibi cümlelerden sonra bunu tartışmak için ne doğru zaman ne de doğru yer olduğuna kanaat getirdim.
Haftalar sonra gelen final eki : Ehliyet sınavını ikinci girişimde geçtim. Blogu bu kadar ihmal ettiğim için gerekli suçluluk ve pişmanlık içerisinde yazıma son verirken, kendim ve saz arkadaşlarım adına bu blogun hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Feri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder